Hasret Göler
Son dönemlerde çeşitli mecralarda karşımıza çıkan kapsül dolap trendi, birçoğumuzun artık yabancı olmadığı minimal bir gardırop düzeni. Her ne kadar çoğumuz, kendisinden sosyal medya platformları üzerinden haberdar olsak da bu minimal anlayışın kaynağı daha eskilere dayanıyor.
Nedir bu “kapsül dolap”?
Adından da anlaşılacağı gibi kapsül; kapsayıcı küçük muhafaza kabına deniyor. İlk kez 1940’lı yıllarda Amerikan kaynaklarında rastlanan bu konsept, sonrasında 1970’lerde Susie Faux tarafından yeniden öne sürülmüş, 1985 yılında ise Donna Karan tarafından 7 parçalı versiyonu ile daha da somutlaştırılmış. Çıkış noktası hızlı tüketime tepki olarak zamana meydan okuyan, kaliteli ve birbiriyle uyumlu az sayıda parçanın birlikte takımlanması, zamansız ve çabasız bir şıklık sunması.
Günümüze gelecek olursak, en son ne zaman gardırobun karşısına geçip de “giyecek bir şeyim yok” çaresizliğini hissettiniz? Tahmin etmek pek de zor değil; haftada birkaç kez hepimizin aklından benzer düşünceler geçiyor. Gitgide hızlanan yaşam ve yoğunluklar sebebiyle, işte ve evde birçok görevle boğuşan günümüz şehir kadınları, omuzlarında her an şık ve ortama uygun giyinmiş olmanın baskısını hissediyor. Alışveriş sırasında gardıroba eklenen yeni parçaların bu yükü hafiflettiği zannedilse de tam tersine daha da pekiştirip, içinden çıkılmaz bir kısır döngüye dönüştürdüğünü anlamak için birkaç hafta geçmesi yeterli. Tam da bu noktada yoğun tempoda şıklığından ödün vermek istemeyen şehirli kadının yardımına “kapsül dolap konsepti” yetişiyor. Hem rahat hem de çabasız bir şıklık elde etmek için doğru ürünleri minimal bir yaklaşımla eşleştirmek ve fazlalıklardan kurtulmak kapsül dolap elde etmenin ilk adımı. Sade, düz, basit, çabasız ama şık. Kısacası “less is more”.
Kapsül dolapta neler olmalı?
Öncelikle herkesin tarzı ve ihtiyacı kendisine özgü ancak yine de basitleştirilmiş birkaç formülle birçok şık ve rahat kombin elde edilebilir. Donna Karan’ı destekler şekilde birçok kişi sadece 7 veya 10 parçayla şık bir kapsül elde edebileceklerini söylüyor ve bilgi deryası internet, bu fikri destekler şekilde birçok güzel kombin önerileri ile dolu.
Atılması gereken ilk adım, gardıroptaki fazlalıklardan kurtulmak ve ihtiyaç analizi yapmak. Sonra bir binanın temelini atar gibi basic parçalar ile ilk katmanı oluşturmak. Renk paletinin de çok önemli olduğunu söylememiz gerekli. Bihassa son yıllarda oldukça trend olan natürel renklere, gardıropta yer vermek akıllıca bir yatırım.
O halde 10 parçadan oluşan bir “sonbahar kapsül dolabı” hazırlayacak olursak ilk sırada beyaz ve siyah basic tişörtler olmalı. Beyaz bir gömlek ve siyah düz elbise de olmazsa olmazlardan. Yukarıdaki renklerden birer kumaş pantalona ek olarak, dolapta bir de denime yer vermek ve bu parçaları beyaz sneakers veya bez ayakkabılarla eşleştirmek hem kolay hem de şık kombinler elde etmemizi sağlar. Dış giyim için bir deri ceket bir de siyah blazer ekledik mi listemizi neredeyse tamamlamış oluruz. Son parça olarak düz siyah bir çizme ile kapsül dolabımız kullanıma hazır!
Kombinleri zenginleştimek ve çeşitlendirmek için takı, fular, kemer, şapka gibi aksesuarlar ve tabii ki çantalarla son dokunuşumuzu yapıp, gönül rahatlığıyla rahat ve pratik bir şıklık elde edebiliriz. En başta da dediğimiz gibi zaman tasarrufu sağlayan ve çabasız hallolan her şey günümüz şehirli kadınının dostudur. Bu nedenle bu konsepti biz de çok sevdik ve sizlerle de paylaşmak istedik.
