Dünyada bilinen kahramanlar ve “isimsiz kahramanlar” var. İşte onlardan biri de Liza Elver… Tarihe tanıklık etmiş, sıra dışı bir kadının hayatı, yazar Stella M. Trevez’in kaleme aldığı son kitabı “Yüreğimin Yarısı Liza” ile artık insanlar tarafından ebediyen bilinecek.
Hepimizin hayatının bir kahramanı vardır. O kişiyi ailesindekiler, çevresindekiler bilir ancak tüm dünya habersizdir. “Keşke onu herkes tanısaydı” deriz…İşte tam da böyle bir hikâye Liza’nın öyküsü. Bir ailenin “kanatsız meleği” olan Liza Elver’in hayatı, yazar Stella M. Trevez’in kalemiyle artık ebediyen, geniş kitlelerce bilinecek. Daha öncesinde “Ben 44 Yaşındayım, Oğlum 53”, “Söz Yaşlarım”, “Ölü Oyuncaklar”, “Raya’nın İtirafı”, “Babam İçin” isimli kitapları kaleme alan Trevez, son olarak “Yüreğimi Yarısı Liza” ile yeniden okurlarla buluştu.
Liza Elver’in ve bir ailenin hikâyesini anlatan kitapta “tarihe tanıklık etmiş” bir kadının hayatı var. Bu yaşamın kahramanı olan Liza, Osmanlı’nın son dönemlerine, İkinci Dünya Savaşı’na tanıklık etmiş. Büyük bir aşk evliliği yapmış, evlatlar dünyaya getirmiş ve ailede yaşanan büyük bir trajedide yeğenlerine kol kanat germiş.
3 Mart 1974 tarihinde gerçekleşen ve havacılık tarihinin en büyük kazalarından biri olan THY’nin Paris-Londra seferini yaparken düşen ve içinde Hostes Rona Altınay’ın da bulunduğu uçakta, kız kardeşini, kardeşinin eşini ve evlilik hazırlığı yaptıkları yeğeninin nişanlısını kaybetmiş. Kaza olduğunda ebeveynlerini kaybeden İzi Kohen 16, ağabeyi Moris ise 24 yaşındaymış. Moris Kohen’in vefat eden nişanlısı ise Fani İme…
Bu gerçek insan öyküsünün yazılış sürecini Trevez şöyle anlatıyor; “Bu kitap benim için çok kıymetli, Liza’nın hayatını yaşarken her duygusunu hissettim diyebilirim. Onun acısı, kahkahası, mutluluğu benim de duygularım oldu. Çok sıra dışı bir kadın… İnanılmaz yapıcı, çok esprili, çocuk-yaşlı-genç herkesle anlaşabilen farklı bir ruhmuş. Onu tanımayı çok isterdim. Fedakârlık nedir, aşk nedir, sevgi nedir, ‘iyi insan olmak’ nedir tam anlamıyla Liza’dan öğrendim. Bu biyografiyi yazarken, tüm benliğimle hissederek kaleme aldım. İçinde sakladığı duyguları benimle paylaşan ve bu kitabı yazmamı isteyen İzi Kohen, olayın üzerinden geçen 50 seneye rağmen konuşmakta çekinceler yaşıyordu. Ancak zaman içinde Kohen ve Elver ailelerinin fertleriyle bir araya geldim ve onlardan bilgiler edindim. Yaklaşık 1,5 yıllık bir yazım sürecinden sonra kitap tamamlandı. Aslında tabu gibi üzerine hiç konuşulmayan bir acı ve tüm aileyi ayakta tutmayı başaran bir kadının hikâyesi benimle paylaşıldı. Liza kız kardeşini kaybettiğinde, yeğeni İzi’ye ‘Siz mi bizim eve taşınmak istersiniz, yoksa biz mi size gelelim?’ diyor. İzi Kohen ise evinden ayrılmak istemediğini söyleyince, Liza eşyasını, her şeyini toplayıp ailesiyle birlikte kız kardeşinin evine taşınıyor ve orada bir düzen kuruyor ki o sırada kendisi de çok büyük bir acı yaşıyor. Tüm aileyi bir arada ve ayakta tutuyor. Bu çok derin bir fedakârlık, sağlamlık ve güçlülük. Çok farklı bir yolculuktu Liza’yı tanımak.”
Liza Elver’in yaşamı ve hayattaki duruşu pek çok kişiye ilham kaynağı olacak.