Şehirli Şamanlar Çemberde Buluşuyor!

Şehirli Şamanlar Çemberde Buluşuyor!

Şamanın Yaşam Çemberi ve Şamanın Kadın Çemberi kitaplarının yazarı, Urban Shamans Academy’nin kurucusu Felis Kohen, Şamanizm’den Kabala’ya kadar pek çok kadim öğretiyle harmanladığı bilgilerini, yaşam yolculuğunda yüzlerce kişiyle paylaşıyor; çember gittikçe büyüyor… Kendisiyle şifanın tanımından tanrıçalara, Kabala astrolojisinden kurucusu olduğu akademiye, yaptıkları çalışmalardan önümüzdeki günlerde hayata geçirecekleri yeniliklere kadar birçok konudan konuştuk.

 

Şamanın Kadın Çemberi tam olarak ne demek?

Şamanın Kadın Çemberi, çok eskiden beri düşlediğim, kadınların bir araya geldiği, kutsal bir topluluk. Eski zamanlarda kabilelerdekadınlar birbirini desteklerler, sırtını sıvazlar ve acılarını birlikte dönüştürürlermiş; bu kutsal topluluğu tekrar bir araya getirmek istedim. Bu topluluk aslında büyük bir çember; kadınların duygusal olarak soyunabildiği, ruhsal ve manevi olarak da birbirlerini desteklediği, derin paylaşımlar yaptığı bir alan. Bu çemberin oluşturduğu güç ve enerjinin, kadınların kişisel ve manevi gelişimlerini derinden etkilediğini yıllar içinde deneyimledim ve buna her defasında yeniden şahit oldum. Şaşırtıcı ve etkileyici! Tıpkı, yeni doğmuş bir bebeğin dünyaya geldiğinde aldığı ilk nefes gibi hayat verici bir deneyim bu. Şamanın Kadın Çemberi birlikte büyümeyi, iyileşmeyi ve güçlenmeyi teşvik eden bir bağ ve tabii ki bir toplumsal dönüşüm platformu. Bu kitapla yıllardır fiziksel olan çemberler, kadınların ortak bir bilinçle çıktıkları ruhsal yolculuklarına katkıda bulunuyor.

Çemberde uygulamalar nasıl oluyor ve kadınların hayatında neler değişiyor?

Çemberin içinde okuyucu, duygusal olarak soyunabilir, gölgeleri ile yüzleşebilir, gerektiğinde içeride birikmiş o zehri hem fiziksel hem de ruhsal anlamda sağaltabilir. Okuyucular eski ritüelleri ve gelenekleri deneyimlerken onları zamanımıza göre tercüme etmeyi öğrenir, daha doğrusu hatırlar hem de içsel dişil/eril enerjilerini dengeler ve birlikte topluca iyileşirler. “Her bir kadın sihirli ipliklerle birbirine bağlıdır”derim hep, hepimiz inci bir kolyenin inci taneleri gibi aynı ipliğe diziliyiz. Bu uygulamalar, her “İnciyi/Kadını” daha kuvvetli, şefkatli,kendine güvenen ve en yüksek potansiyelini gerçekleştirmiş bireyler haline getirir. Bu çemberler, kadınlar arasında derin bir bağ ve destek ağı oluşturur. Her an kendini ifade etme ve yaratıcılığa teşvik eden bu aşamalar, kadınların iç dünyalarını keşfetmelerine, manevi alanda huzur ve barış bulmalarına alan açar. Böylece, çember hem bireysel hem de toplumsal dönüşümün kapılarını aralar. Çocuklarımızın çocuklarına kadar uzanan düşlerin aminleridir.

Kitabınızda; dişi kutsal olanla yeniden bağlantı kurup, şifa yolculuğuna çıktığında doğa, tanrıçalar, hayvan ruhları ve yaşam enerjisinin derin bağlantısıyla farklı iyileşme yöntemleri hayatına dahil olur diyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?

Bu süreç, doğanın ritimlerine uyum sağlamayı, tanrıçaların bilgelik ve enerjilerini yeniden hissetmeyi, hayvan ruhlarının öğreticiliğinden faydalanmayı ve yaşam enerjisiyle bütünleşmeye dair bir kılavuzdur. Doğa ile kurulan derin bağ ruhsal dengeyi getirirken, tanrıçalar ve hayvan ruhları, kadının içsel gücünü ve yönünü bulmasına yardımcı olur. Şamanik uygulamaların hem bireysel hem de toplumsal düzeyde kapsamlı bir iyileşme ve dönüşüm sürecini başlattığına inanıyorum. Aslında çemberlerin yaşamın en başında yapılması, dünyada birçok güzelliği, sevgiyi, şefkati çoğaltabilir. Bazı acılara, travmalara gerek kalmadan yaşam mümkün olur… Belki bir gün böyle bir dünyaya uyanırız.

“Şifaya inanırsan hastalığa da inanmak zorundasın; ancak hastalık yok!”

Şifanın tam tanımı nedir?

Oradaki soru şöyle: Şifa tam olarak ne zaman gerçekleşir? Yani bir danışan bir şamanik rehberden veya bir şifacıdan seans aldığında hangi etkenler onu “iyi’’ yapar? Bunun için şifa kelimesine bakmalıyız ve bizler (bu alanda yürüyenler) bilmeliyiz ki şifaya inanırsan hastalığa da inanmak zorundasın; ancak hastalık yok! Sadece dengeden çıkmış bir insan var. Buna “ahenk” de diyebiliriz. Yani kişi gelip şifacıya çok hasta olduğunu anlatır ve mucize ister. Ancak mucize gerçekleşemez çünkü zaten mucizenin içinde yaşıyoruz. Rehber şifacı, kılavuz kişiyi en yüksek potansiyelinde görür ve sihir de buradadır. Onun hikâyesine “amin” demez. Kısaca şifayı tanımlamak, bakma şeklimizde gizlidir; bakmak düşlemektir. Elbette enerji alanındaki tüm etken de alanı tutan rehber kişinin sağladığı ahenge ayak uydurur. Buna Qechua şamanları “AYNİ” der veya Buddha aynı sistemi uyumla anlatır “avirodha / sahita”; iki veya daha fazla şeyin (ruh, beden, zihin veya organlar veya kişiler, toplumlar) düzgün, hoş, çekişmesiz işleyişi. Bu olmadığında hastalık ortaya çıkar. Bunu sağladığımızda ise sadece şifa değil, aynı zamanda yaşadığımız topluma, çevremize ve dünyaya şifalı oluruz.

Kadınların tanrıçalarla bağlantısı nedir? Tanrıçalarla çalışmak nasıl bir uygulamadır ve tanrıça arketiplerinin yaşadığımız çağ üzerindeki enerjisel etkileri nedir?

Zamanımıza baktığımızda tanrıçalarla bağlantı kurmak, dişinin manevi yolculuklarında derin bir keşif ve dönüşüm sürecini başlatır. Birçok tanrıça sureti ve onların geldikleri topraklar vardır. Şamanın Kadın Çemberi’nde özellikle birçok tanrıça arketipini derinleştirdim. Her biri dişi ilahi enerjileri ve vehceleri temsil ederek, dişinin içsel gücünü ve ruhsal yönlerini anlamalarına yardımcı oluyor. Çemberde bağlantı, ritüeller ve inisiyelerle aktif calışabiliyor. Bazen de sadece eylemsizliğin içindeki o yüce eylemle, yaşamın içine niyetimiz aracılığıyla akabiliyoruz. Bu, meditasyon veya harici alanlarda yaşamdan bizleri koparmadan ana kucağı ile eşdeğer özellik taşıyor. En fazla deneyimlediğimiz, sanat ve yaratıcılık oluyor. Bu şekilde enerjiyi somutlaştırmak doğum etkisi yaratıyor. Ben özelikle günümüzde tanrıça arketiplerinin yükselmesinin, dişil enerjinin güçlenmesine ve toplumsal dengelerin sağlanmasına katkıda bulunduğuna inanıyorum. Erkek, kadın ayırmadan bilinçte iyi manada bir doğum yaratıyor. Bu alanda çalışan birçok erkek tanıyorum.

Şu anda Sheila Na Gig zamanındayız diyorsunuz kitabınızda? Bu ne anlama geliyor?

Bunu daha derin anlamak icin Kali Yuga dönemini anlamak iyi olabilir, Şamanın Kadın Çemberi’nde daha derinden işledigim bir bölüm. Kali Yuga ile Sheila Na Gig zamanı arasında bağlantı kurmalı, işaretleri okumalıyız. Kali Yuga, Hindu kozmolojisinde zamanın son dönemini ifade eder ve genellikle ahlaki çöküş ve manevi karanlık dönem olarak da tanımlanır. Ancak bu dönem, aynı zamanda ruhsal uyanış ve dönüşüm fırsatlarını da barındırır. Anlatmaya çalıştığım; Sheila Na Gig zamanı, Kali Yuga'nın zorlukları ve dönüşüm süreçleriyle paralellik gösterir. Her iki kavram da eski sistemlerin ve inançların sorgulanmasını, dişi enerjinin ve arketiplerin yeniden canlanmasını içerir. Toplumların ve bireylerin kendilerini yeniden keşfetmeleri, eski kalıpları aşmaları ve yeni bir manevi anlayış geliştirmeleri gerektiğinin göstergesidir. Sheila Na Gig'in dişi gücünü ve Kali Yuga'nın ruhsal zorluklarını, dönüşüm ve yenilenme süreçlerinin bir parçası olarak deneyimleyebiliriz.

Kabalistik astroloji nedir?

Kabalistik astroloğun doğum haritasını okumasından elde edilen bilgi kişinin potansiyeline ulaşmasına, kendisi hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olur. Hepimiz, doğduğumuz astrolojik burca özgü özel yetenekler ve belirli zorluklarla doğduk. Kabala’nın farklı akımlarına göre doğduğumuzda göklerde birleşen işaretlerimiz, bizim için neyin üstesinden gelmemiz gerektiğini ve yaşam amacımızın ne olduğunu gösteren rehberler olarak buradadır. Benim durduğum ve derinleştiğim yerde Kabalistik astrolojinin amacı, kozmosun etkilerinin üzerine çıkmak ve kendi hayatlarımızın kontrolünü elealmaktır.

Diğer astroloji akımlarından farkı var mıdır?

Elbette. Kabalistik astroloji de tüm astrolojik akımlarda olduğu gibi yıldızların ve gezegenlerin mistik anlamlarını bize aktarırken, adını aldığı kaynaktan da beslenir. Yani bizleri kabalistik öğretinin derinlikleriyle birleştiren bir uygulamadır. Bu sistemle astrolojik işaretlerin ve gezegenlerin kişinin ruhsal yolculuğundaki rolünü anlarız. Kabalistik astroloji, kişisel kaderi ve evrensel enerjileri anlamak için Kabala’nın sembolizmini ve numerolojisini kullanarak kişinin yaşam yolunu ve manevi gelişimini aydınlatır. Yıldızların mesajları, kabalistik gelenekle bir araya gelerek kişinin içsel bilgelik arayışını destekler. Kişiyi tekamülüne ve en yüksek potansiyeline daha da yaklaştırır.

“Kabalistik astrolojinin amacı, kozmosun etkilerinin üzerine çıkmak ve kendi hayatlarımızın kontrolünü ele almaktır.”

Kabala astrolojisi bize yaşam sürecimizle ilgili olarak klasik Batı astrolojisinden farklı olarak ne söyler?

Kabalistik astroloji farklı takvimler kullanır. Geleneksel astroloji güneş veya gregoryen takvimini temel alırken, kabalistik astroloji hem güneşin hem de ayın konumlarını hesaba katan İbrani takvimini kullanır. Hem Kabala’ya hem de Kabalistik astrolojiye göre her ay, yeni ayın astrolojik etkilerini kontrol altına alma yeteneğine sahibiz.Kabalistik astrolojinin amacı, kozmosun etkilerinin üzerine çıkmak ve kendi hayatlarımızın kontrolünü ele almaktır. Haritalarımız oyun hamuru gibidir. “Yarın ne olacak?” sorusunu duymak yerine, nereye odaklanacağımızı anlatır. Mesela bu şekilde yıllık öngörü de değişir. Kabalistik astroloji kişinin pırlanta gibi kendini soymasını sağlayan, kendinin en yüksek potansiyelini ortaya çıkaran keskin bir ustadır bazen. Eksiklerini yüzüne vurabilir ve çalıştıracağı kasları anlatır, kuzey ay düğümüne çok odaklı bir yolculuk gibi…

Mesela kişilik özelliklerimizin nedeni burçlar değildir; bunlar sadece etkidir. Önceki yaşamlarımızdan gelen karmamız, kendimizi düzeltmemize ve kendimizin en iyi versiyonuna dönüşmemize olanak sağlayacak gerekli özellikleri ve nitelikleri kazanmak için hangi burçta doğmamız gerektiğini belirler. Kabalistik astrolojiye göre Hz. İbrahim yaklaşık 3800 yıl önce ilk kabalistik astrologdu. “Sefer Yetzirah” yani “Oluşum Kitabı” olarak bilinen bir kitap yazdı. İçinde astroloji ve kozmoloji bilgisi de dahil olmak üzere evrenin tüm sırları yer almaktadır. Hâlâ en sevdiğim kitaplardan birisidir.

Kendinizi “şamanik kılavuz” olarak tanımlıyorsunuz. Bu tam olarak ne demek?

Bir kılavuz yol gösteren, alan tutucu, ebe, kolaylaştırıcıdır. Benim de varoluşum bu. Ben bir sağaltıcıyım, kılavuzum, rehberim. Kılavuz çok yönlüdür. Şamanik köklerle çalışıyorum ve kabalistik köklerden, budistik hint köklerinden damıtıklarımı bir kazanda pişiriyorum… Bu sofrada herkese yer ve tabak var… Hepimiz günün sonunda aynı toprağın üzerinde, köklenmiş, birlik içinde hizmet halindeyiz. Bu yolda yürüyen bizler, dünyaya çiçek ekmeye geldik. Nice karanlıkla karşılaşsak da mutlak olan aynı düşü üflüyoruz her gün.

Kurucusu olduğunuz Urban Shamans Academy’den bahseder misiniz?

Urban Shamans Academy (Şehirli Şamanlar Akademisi) onlarca yıl önce kurulmuş bir düşün meyvesidir. Kendi dönüşüm yolculuğuna çıkan bireylere rehberlik etmek ve yaşam ustaları yetiştirmek niyetiyle kurulmuştur. Çağrıyı alan herkesi yaşam ateşinin başında toplamaya niyet eden, “ilmi” şehir hayatının içinde de yaşayabileceğimiz rehberliği sağlayan bir oluşumdur.

Bu Akademi vesilesiyle pek çok kadın “çember”de buluştu ve buluşmaya devam ediyor? Buradaki çalışmalar nasıl oluyor ve şimdiye kadar kaç kişi çemberde yerini aldı?

Farklı çemberler var. Mesela öncelikle Urban Shamans Academy bünyesinde yüzlerce erkek ve kadın şifacıyı yetiştirdiği ve inisiye ettiği “Yaşam Çemberi” bizlere kendi bilgeliğimizi şereflendirme fırsatı verir. Dünyayı kendi alanımızda ve ötesinde, gerçeğimizi istediğimiz gibi yaratırız. Bu çemberden geçen talebeler çağrıyı aldıklarında “Tıp Çemberi”ne devam ederler. Bu aşamada titizlikle yetişirler. Yetişme süresinde bireysel seanslar vererek bilgilerini derinleştirirler. İlgilenenler web sitesi veya sosyal medya hesaplarımızdan iletişime geçebilirler. Bir de yıllar içerisinde Urban Shamans Academy’nin içinde doğan “Urban Priestess Institution” var. Şamanın Kadın Çemberi’nin süt annesi diyebilirim. Hepsinin atan kalbi, o derin yakut, tüm kadın çemberleri ve saddhanalar orada gerçekleşir. Dünyanın dört bir yanından kadınların, birbirlerinin hikayelerine şahitlik ettiği, yaralarını sarıp kendini kucaklamayı ve dişiliğini kutlamayı tecrübe ettiği büyük çemberdir.

Bundan sonraki sürecinizde gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz nedir?

İnsan olarak yaşam boyunca her zaman bir üst potansiyelimize doğru gittiğimize inanıyorum, sürekli bir doğum hali… Talebeliği ve yetişmeyi çok seviyorum ve yaşamımın her alanını oradan besliyorum, hep o başlangıç heyecanıyla. Kendi üst versiyonumla hem kendime hem de çevreme nasıl faydalı olabilirim? Bu soru benim düşlerimin kıvılcımı. Üretmeyi çok seviyorum; kutsal alanı yaşama taşımayı, aynı sofrada oturup beslenmeyi birleştirmeyi... Tüm bunlar her adımımın içinde var. Yeni dünyayı düşlemek için çocuklarımızın çocuklarına hediye edeceğimiz bir düşün parçasıyız hepimiz. Her adımımda kendime bunu hatırlatıyorum.Ayrıca size özel bir haberim var. Şu anda bir hayal daha doğmak üzereyken, bu sohbeti yapıyor olmamız yine ne muazzam bir eş zamanlılık. Haftalık enerjilerin sürekli değiştiği çalışmaların devridaim ettiği bir döngüye start veriyoruz. Çok yakında Urban Shamans Academy cep telefonu uygulaması çıkıyor. Abone olan talebeler, haftalık enerjiler ve ilmin paylaşımı, kolaylaştırıcı hipnoz meditasyonları ve destekle, günlük yaşam rutininde rehberlik alabilecekler. Bu sistem yılların emeğini bir binada topluyor, tıpkı yeni bir şehir gibi. Yayın tarihi ve detaylar için Urban Shamans Academy Instagram sayfasını veya benim sayfamı takip edebilirler. Büyük bir heyecanla geri sayıma başladık, sonbaharda start veriyoruz.

← Daha Eski Gönderi Daha Yeni Gönderi →

Yorum bırakın

Kişisel Gelişim

RSS

Etiketler

Rezonans ile Kader Yeniden Yazılır mı?

Rezonans ile Kader Yeniden Yazılır mı?

“Kader Cesurları Sever” söylemini “Rezonans” isimli kitabının kapağında da vurgulayan Binnur Duman, “alın yazısı” kavramına bambaşka bir perspektiften bakıyor ve özellikle son yıllarda çok ilgi...

Devamını oku
İlişkileri Kıyamete Götüren Dört Atlı ile Tanışın!

İlişkileri Kıyamete Götüren Dört Atlı ile Tanışın!

Dünya tarihinin en önemli konularından biri şüphesiz ki ilişkiler. Birbirinden farklı ülkelerde John ve Julie Gottman tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, birliktelikleri zora sokan “dört atlı”...

Devamını oku